Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Temmuz 20, 2008 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ABDÜLHAMİD GİTTİ AMA...

Dicle haber Ajansının sorusuna yanıt Sansürün resmen kaldırılmasının 100. yüzyıldönümünde ne yazık ki hala gerçek anlamda bir düşünce, ifade ve basın özgürlüğüne ulaşamadık. Abdülhamid gitti ama yerine sağcı/milliyetçi/militarist bir ulus-devlet geldi. Resmi ideoloji olan Kemalizmin, Kürt, Ermeni, İslamiyet ve özellikle de ordu konusundaki tabuları son zamanlarda nispi bir gevşeme/yumuşama göstermesine rağmen, Türkiye adliyelerinde ve cezaevlerinde bugün hala düşünce ve yazıları nedeniyle yargılanan gazeteciler var. Mevcut mevzuat, dört büyük tabu olan Kürt-Ermeni-İslamiyet ve Türk Silahlı Kuvvetleri hakkında bazı görüş ve fikirlerin açıklanmasını yasaklıyor, cezalandırılıyor. İnternet’de Kürt sitelerine ulaşım mahkeme kararıyla yasaklanmış durumda. Atatürk hakkında gayrı resmi düşünceye paralel olmayan yaklaşımlar da mahkeme hatta yaptırım konusu olabiliyor. Türkiye’de hala gazeteler kapatılıyor, dergiler yasaklanıyor. Bu siyasi/ideolojik kısıtlamaların yanısıra medya alanında oluşa

TARAF'A MESAJ

Taraf'a Merhaba, Stajyer muhabirle stajyer editörün yanı sıra profesyonel yazı işleri yönetimine tebrikler ve teşekkürler. Çünkü Türk medyasında pek de adet olmayan hata kabul etme ve düzeltme yayınlanma olgunluğunu gösterdiğiniz için... Ahmet'e, Yasemin'e, Alev'e ve tüm Taraf çalışanlarına selamlar, başarılar. Ragıp DURAN PS: Öyle 'sürekli yakınmam' olmadı.Sadece bir yazı yazmıştım

APOLETLİ MEDYADAN KORSAN MEDYAYA

21 Temmuz 2008 Pazartesi, 22:32 AÇIK GÖRÜŞ, Star Gazetesi Siyasi kutuplaşmalarda, medya, siyasi ortam ve kurumlardan bağımsızlaşıp özgürleşemezse gazetecilik yapamaz. Kendinizi okur/yurttaş olarak AKP’ye ya da TSK’ya yakın hissedebilirsiniz. Ama bir medya organının böyle bir lüksü yok. RAGIP DURAN / Galatasaray Ün. Öğretim Üyesi Önce yakın geçmişe bir gönderme: 28 Şubat sürecinde yerleşik düzenin kadim temsilcileri, sivil-asker bürokrasi, sermayenin bir kesimi ve bu kümenin medyadaki mümessilleri elbirliğiyle, seçilmiş siyasi iktidarı yerinden etmişlerdi. Hoş, seçilmiş iktidar da, hangi siyasi-ideolojik tutumu benimsemiş olsa da, öyle çok da matah işler yapmamıştı hani... Ama tabi ki matah olmayan iş yapan her hükümeti bu tür manevralarla alaşağı etmek kabul edilir bir tutum değil demokrasilerde. Yalnız, kimi kafalarda bir kalıp var ki, doğru değil: Seçilmişlerin hepsi çok iyidir, ne yaparlarsa mübahtır, çünkü demokrasi, milli irade, sandık, halk... vs. Atanmışlar da sürekli gölge edi

Sabah Gazetesindeki Söyleşi

(Aşağıdaki metin söyleşinin edit edilmeden önceki halidir-RD) -BirGün ve Taraf gazetelerinin Ergenekon olayına yaklaşımında iki farklı tavır söz konusu. Siz bu fark konusunda ne düşünüyorsunuz? -Bu tavırlarda gazete yönetimlerinin genel siyasal-ideolojik tercihleri baskın oluyor. Taraf ve BirGün arasında yalnızca Ergenekon değil, daha önce başka konularda da, gerek köşeyazılarında, gerek haber konularında, ikisi de 'popüler' veya 'yaygın' dediğimiz medyanın dışında olmalarına rağmen aralarında bir zıtlık vardı. Ben, Taraf gazetesinin yayın politikasını olduğu gibi onaylamasam da, Alper Görmüş’ün BirGün eleştirilerine genel olarak katılıyorum. Benim mevcut medya ortamı için kullandığım ‘Korsan Medya’ benzetmem var. (Bkz. www.apoletlimedya.blogspot.com) Taraf’la BirGün belki tam olarak bu tarife denk düşmüyor ama her iki gazetenin de gözlerinin birinde, hadi siyah olmasın, gri birer bant var... -Bu durumda aradaki farkın sebebini ne olarak görüyorsunuz? -Mesleki özelli